9 Eylül 2009 Çarşamba

yılancı

Huzurun resmini çekiyorum kendimce bu satırlarda. Hiç planımda yoktu oysaki yazmak. Gökyüzünün şaha kalkmasıyla canlar gidiyor her geçen dakika. Yağmuru severdim ben, ama gök gürültüsü ürkütürdü içimi, mutluluğuma neşter vururdu.
Boşa değilmiş hissedilen hiçbir hayali gerçek…

Yazılanları anlamadan okudum, okuduğumu anlamadan özetledim ben hayatımca. Farkında varana kadar çocuktum, şimdi ne diye kusuyorum içim sandığım çöplerimi bilmiyorum.
Hayata yaranmaya çalışmışım hayatım boyunca ben. Affetmişim hep, görmezden gelmiş aptal olmuşum, gerçeği görmüş arkadan konuşmuşum. Bahanem kırmamakmış. İçimdeki çocuğun yalanıdır bu. İnanmayın.

Şimdi tek mutluluk kaynağım, kapımı açıp ‘kirli bardak var mı?’ diye soran o şeker kokulu ses… Ömrüm onun olsun benim…
Ben hep ömürlük sevmişim, boşa sitemlere boyun eğmişim. Aşk nedir bilmem diyecek kadar yalancı, aşkı 100 metreden tanırım diyecek kadar kendinden emin değilim.
Ben sadece sevdim, ne benim olsun diye, ne hayrı dokunsun diye. Sadece sevdim.

Ben sevdiklerimi ruhsal ihtiyaçlarım için kullanıyorum…

Ve şimdi fark ediyorum, kapının önüne koyduğum çöpler, alttan sızdırıyormuş…
Sağlıcakla...

19.34
09.09.2009
A.B.

Hiç yorum yok: