23 Mayıs 2010 Pazar

UZAK GEÇMİŞE...

nefes aldığım her yer soğuk,
güneş ise, yanıma uğramıyor.
sen, sevgini esirgediğinden beri,
benden...

sebebim ışığıydı gözlerinin; donuk.
resmin ise artık bana bakmıyor..
kalbim intihar ettiğinden beri,
göğsünden...


2006

HAYAT

yaradır.
canınızın yanmasını göze alarak temizlerseniz yara bandı yeterlidir.
acıdan korkar kaçarsanız büyüdükçe büyür.
yara gelir, yara kalır.
bıçak da en kanlı zanlı olur.

yaranıza bakıp ağlarsanız sabrı öğrenirsiniz,
hiç bakmadan yaşar giderseniz özeni öğrenirsiniz...
kabuk bağlar bir daha hiç kanamaz sanır, aldanmayı öğrenirsiniz.
ya da bir türlü kapanmaz şükretmeyi öğrenirsiniz.
kan rengine alışır, sızısı bulutlaşır, sevmeyi öğrenirsiniz.
zaman gelir de yine kanar, yarabandı siz oluverirsiniz...

26/6/2007

DÜZEN

Ya ölüm olmamalı,
Toprak geri çağırmamalı
Hediyesini.

Ya da sevgi yürekte büyümemeli,
Uğruna yazılan şiir yitirmemeli
Kafiyesini....


zaman: çok eski.

19 Şubat 2010 Cuma

RESİMLER...

Resimler ellerimde,
Anların dört köşeye kıstırıldığı mazi salkımının taneleri…
Ve sapıyla yüz göz olmaya korkan
Film şeridini anımsıyormuş taklidi yapan
Çizgilere mahkûm bir çift töre.

Resimler gözlerimde,
Rüzgârla anlaşan zamanın ak düşüremediği saç telleri…
Ve yakıp savurmaya göz yummayan
İçindeki yırtılmış hayatlardan sola sapan
Perdelere mahkûm bir çift küre.

Resimler dizlerimde.
Kaldırıma çarpan güz yaprağının çaresiz kırılan elleri…
Ve amonyaklı tuz zerresi ki yaraya yapışan,
Bir derin yaradır ki açık kabuğuna alışan
Denizlere mahkûm bir çift yöre.

Resimler hayalimde…

02.17
19.02.10
A.B.

29 Kasım 2009 Pazar

İTİNALI DİZELER

Sözlerimi itina ile seçmeyeli, aynadan yansıyan gözlerimi görmezden gelmeyeli, zaman koşar adım yol alırken, yolların taktığı çelmelere yenik düşmüş.

Ben anılarıma saygı duymaya boğun eğeli, dallar çiçek açmış, kuşlar yuvalarına sadık kalmıştı oysaki.
Mevsimlerle alıp veremediğim yok, kelimelere derdimi anlatmaktan bir zaman yorgun düşmüş olabilirdim neyse ki…

Neye yaradı yaprağa rengini anlatmak aslında,
o gökkuşağına inanmadıktan sonra?

Bakışlarımın manasından, göz rengimin parlağından, utanmak aklımdan geçmezdi, güneşimden içime çektiğim terbiyem buna izin vermezdi…

Seçemezdim nasılsa beni toprağa bağlamış köklerimin merhamet derişimini…
Saçımın ucuna layık gördüğüm gül, solsa bile terk eylemezdi eşini…

Ah anılar!
Rüyada görmeyi dilenen kişilerin sanrı kaderlerine engel olurlar…

Ben;
Gözümü günün aydınlanmamış ziyanına açtığım zamana lanet okumadan,
Dualar ettim şerre yakın durmadan…

Elbet bir gün gelecek, büyüdüğüm hızda göğe yükselecek, zahmetsiz ve niyetsiz bölünerek çoğalan sevgisini hacmine sığdıramayan kalbim…

Elbet her gün geçecek, sabrımın selameti yolunu açacak, talihsiz karşılaşmalara sebebiyet verecek olan kader kesişmelerinin…

İnsan ki, insanı insandan soğutandır kimi zaman,
İnsan ki, insanı mucizelere inandırandır çoğu zaman…

Meleklik rütbemin elimden kum gibi,
Su gibi süzülüp gittiğine inandığım günden beri,
Doğan yeni günü düşünür olurum…
Bazen sade düşünmekten yorulurum.

Kim doğdu şu dakika, kim kanatlandı gitti.
Hangi ağacın dalının çatalına kandı çöpleri didikleyen boz kedi…
Kim sokakların derin dokusuna, serin kokusuna vurdu kendini…
Her rüya, diğerinden habersiz, başlamadan bitti…

Ben, gizli özneye esir, isyankâr yüklemine saygı duymayan cümlelerin, dolaysız tümleçleri olmayı can-ı gönülden dilemeyen bir haleyim…

Kim benim gibi? Ben kimin gibi olabilirim?
Susuz toprağıma, deniz yakınımsa dayanabilirim…

Mavinin koynunda ölmek değil derdim…

02.35
28.11.2009
A.B.

29 Ekim 2009 Perşembe

geç...

Rengine sadakati yetemedi niyetin.
Tutamlarca tuz, köstek idi dikiş izine,
Damarımdan dahi geçemedi sebebin.
Hangi yaraya deva idi kapanmak dizine?

...

02.48
29.10.2009
A.B.

28 Ekim 2009 Çarşamba

AFET-İ DEVRAN

Bir Afet-i devrana emanetindi gözlerin
Aynalara derdimle dillenmedim.
Ben hiç yakışmadım beter endamına
Gölge olurdum hâlbuki meramına
İznine nail olsaydı ellerin,
Ben name-i illetle bilenmedim…

Bir afet-i devrana hediyendi hoş sözlerin.
Nefese hasret can gibiydim kelamına.
Boyun eğdim sükûnet-i cellâdıma
Bir hoş sedaya el gibi ellenmedim
Kumrum şahidimdir serenadıma,
Ben hiç yüz çevirmedim selamına.

Bir afet-i devrana ait idi benliğin…

02.48
14.10.09
A.B.